Bu yıl Toros Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ‘Gelenekten Geleceğe: Gıda Mirasının Korunması’ temasıyla 6.’sı düzenlenen; Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), TMMOB Gıda Mühendisleri Odası ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası iş birliğinde gerçekleştirilen ‘Geleneksel Gıdalar Sempozyumu’nun ilk günü, birbirinden dolu içeriklerin yer aldığı panellerle tamamlandı. Geleneksel gıdalarla gıda güvenliği, yasal düzenlemeler, gıda işleme ve üretim teknolojileri, pazar potansiyeli ve ekonomik yönü gibi konuların ele alındığı ve gün boyu süren panelin ilk gününde ‘Kooperatiflerin Geleneksel Gıdaların Sürdürülebilirliğinde Rolü’ konulu söyleşi ile kapanış yapıldı.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü’nün moderatörlüğünü yaptığı panelde; Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, Bereketli Eller Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Sarı, Defne Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Nesrin Deli, Gıda Mühendisleri Odası Bolu İl Temsilcisi Cem Kösemeci ile TARGET Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ak yer aldı.
Panelde; özellikle ülkemizde önemli geçim kaynaklarından biri olan tarım ve hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı yerlerde başta ürünün değerlenmesi, üretimin sürdürülebilir olması, pazarlanması ve kayba uğramadan ekonomik bir kazanca dönüştürülmesi sürecinde kooperatiflerin önemi, kooperatiflere düşen görevler, girişim ve uygulamaları hakkında bilgiler verildi. Aynı zamanda sosyal ve ekonomik kalkınmanın önemli ayaklarından biri olan kooperatiflerin, özellikle tarımsal üretimin sürdürülebilir kılınmasını sağlamakta ve yereldeki kaynakların yöre ve bölge ekonomisine kazandırılmasında ciddi bir rol üstlendiği vurgulandı. Oturum, soru cevap bölümü ile son buldu.
Seçer: “Geleneksel gıdalar, kooperatifleşme ile gelecek nesillere daha çok aktarılabilir”
Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, kooperatifi 2019 yılında kurduklarını ve bu süre zarfında pek çok kadınla iş birliği yaparak faaliyetlerini sürdürdüklerini kaydetti. Özellikle küçük aile işletmeleri ve dezavantajlı bölgelerdeki kadınların üretim sürecine dahil olması için çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Seçer, “Küçük aile işletmelerinde kooperatiflerin önemi çok fazla ve onlarla bir araya geldiğimizde onların büyüklerinden öğrendikleri teknikle üretim yaptıklarını gördük. Ata tohumu kullanıyorlardı. Üretimin sürdürülebilir olması ve üreticilerin ürettiklerini sadece kendilerine değil, bunu talep eden tüketicilere de ulaştırabilmeleri için kooperatifleşme gerekiyor. Bizim kooperatifimizin kuruluş sebeplerinden bir tanesi de budur. Çünkü farklı yerlerde üretim yapan üreticiler ve kadınlar var. Bunlara ulaşmakta, kooperatifler büyük fayda sağlıyor” dedi.
Özellikle son yıllarda yaşanan doğal afetler, iklim krizi, salgın hastalık gibi etkenlerden sonra, insanların doğal ve geleneksel gıdalara olan talebinin arttığını kaydeden Seçer, “Üreticilerin, ürettikleri ürünleri kooperatif çatısı altında markalaşarak daha inovatif hale getirmesi, gıda tüzüğüne, son kullanım tarihine uygun, tüketicinin daha sağlıklı beslendiğinden emin olabilmesinin yolu kooperatif çatısı altında olmasından geçiyor. Kooperatifin anlamı bir anlamda bu. İnsanların tek başına yapamadıklarını bir çatı altında toplanıp, güçlerini birleştirerek yapabilmesi... Geleneksel gıdaların; kooperatifleşme ile gelecek nesillere daha çok aktarılabileceğini, unutulmayabileceğini ve bu sayede de bu ürünleri tüketmek isteyecek tüketicilere de daha fazla ulaşabileceğimizi düşünüyorum” sözlerine yer verdi.