Hep birlikte yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanan olumsuzluklar yetmezmiş gibi bir de yönetenlere baktığımızda mutsuzluğumuzun daha da arttığını görmemek mümkün değildir. Kahroluyor insan.
Özellikle adına Cumhur ittifakı denen oluşumun liderlerinin söylemlerinin çok acı verici olduğunu görüyoruz. Liderlerinin sütunlara dahi yazılamayacak kötü söylemlerini örnek alan bazı AKP’li vekil ve belediye başkan adayları ise zıvanadan çıkarak ipe-sapa gelmez sözler ederek toplumu kahrediyor, iyice ayrıştırıyor.
Zeka fakiri bir AKP’linin Sivas’ta söylediği “AKP’ye oy verenler cennetin anahtarına kavuşur” söyleminden sonra ikinci acı ve içi boş söylem İzmir’den gelmişti. Sivri zekalının bir tanesi “AKP’ye oy vermeyen kafirdir” diyerek boş biri olduğunu kendisi belgelemişti. Dini siyasetin göbeğine yerleştirmekte sakınca görmemişti.
Çirkin vr toplumu geren söylemlere bir yenisinin Bursa’dan geldiğine şahit olduk.
AKP’nin Bursa büyükşehir Belediye Başkan adayı Alinur Aktaş bir toplantıda yaptığı konuşmada Türkan Saylan, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok gibi ebediyete intikal etmiş değerli insanlara hakaret etmekte en küçük bir tereddüt dahi göstermedi.
Bu tür çirkin ve yakışıksız davranışlarla kim neyi ispatlamaya çalışıyor o da belli değil. Temelde bugün için yaşananlar şımarıklığın ve sorumsuzluğun ürünüdür. Devletin tüm kurumlarının büyük yara aldığı bir süreçte özellikle bazı AKP mensuplarının söylemleri ve kendilerinden olmayanlara aşağılayıcı söyler söylemeleri toplumun ayrışmasına fazlasıyla yetiyor. Öyle ki adamlar 31 Mart’ta yerel seçim yapacağımızın dahi farkında değiller. Adamlar 31 Mart tarihini dünyanın sonu olarak görüyorlar ve “ya kazanacağız ya da kazanacağız” diyebiliyorlar. Cumhur ittifakı yerel seçimlerden mağlup ayrılırsa ülkede beka sorunu yaşanırmış. Böyle bir mantığı savunanlara ne demeli bilmiyorum.
Oturduğu makam, taşıdığı etiket her ne olursa olsun herkesin sorumluluk taşıması gerekir. Herkesin ağzından çıkacak söze çok dikkat etmesi gerekir. Ülkenin birliğini, bütünlüğünü ve kardeşliğini tehlikeye atmaya kimsenin hakkı yoktur.
Yaşadığımız dünya Sultan Süleyman’a dahi kalmadı. Kimseye kalmayacağının da bilinmesi gerekir. Bu devran böyle gitmeyecektir. Ölülere saygısı olmayanların dirilere faydası nasıl olacak?