Tarsus Akdeniz Gazetesi Başyazarı M. Can Bulut, Kemal Kılıçdaroğlu'nun hatalarını ve partide gitmesi gereken isimleri yazdı...

Türk siyasetinde 2. defa yer aldığı 1992 tarihinden günümüze kadar önü tıkalı olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin görüntüsü maalesef iyi değil.

Deniz Baykal yönetiminde “parti küçük olsun, ama benim olsun” mantığının hakim olduğu ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa getirilmesi büyük bir heyecan yaratmıştı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına oturduğu günden bugüne yaklaşık 6 yıl geçti. Geride kalan 6 yılda yapılan tüm seçimlerde CHP bir türlü umduğunu bulamadı. yerel seçimlerde umduğunu bulamayan CHP, yapılan genel seçimlerde de yüzde 25’in üzerine çıkamadı. Yüzde 25’i “KADER” olarak değerlendirmemiz elbette ki mümkün değildir.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin yüzde 25’lere çakılı kaldığına baktığımızda partinin iyi yönetilmediğini, partinin önde gidenlerinin tutarlı bir duruş gösteremediklerini söyleyebiliriz.

“Parti küçük olsun ama benim olsun” anlayışıyla uzun yıllar CHP’nin başında kalan Deniz Baykal’dan söz etmeye gerek yok. Ama O’nun yerine gelen ve geldiği ilk günlerde sosyal demokrat kanatta ve Türk toplumunda bir heyecan yaratan Kılıçdaroğlku’na bakmamız gerekiyor. Kılıçdaroğlu partinin başına geldiğinde toplumda bir heyecan, bir umut yaşanmıştı. Ama toplumun Kılıçdaroğlu’na karşı demokrasi adına duyduğu güvenin kısa sürede kaybolduğunu görüyoruz.

Türk seçmeninin Kemal Kılıçdaroğlu’na duyduğu güvenin niçin azaldığına baktığımızda, Kılıçdaroğlu’nun yanlışlarını görüyoruz.

Kılıçdaroğlu sürekli olarak sağ kanattan adam transfer ederek CHP’ye güç katacağına inandı.

Öeneğin Aydın Ayaydın, Süheyl Batum, Sinan Aygün, Mehmet Haberal, Faik Tünay, Emine Ülker Tarhan, Mehmet Bekaroğlu gibi isimleri partiye getirip baş tacı yaptı.

Bir ölçüde CHP gibi bir partiyi sağa çekebilmenin savaşını verdi. Son olarak da Mustafa İstemihan Talay’ı başdanışman yapmayı ihmal etmedi.

Kılıçdaroğlu, partiyi gençleştireceğim dediği halde yaşlı yaşlı adamları toplayıp seçilmiş insanların üzerlerine monte etti. Bu anlayışla Cumhuriyet Halk Partisi’nin yüzde 25’leri aşması pek mümkün değildir. Ancak, CHP gibi partinin yüzde 25’leri aşıp arzu edilen yere gelebilmesi içinde kimin gitmesi gerekiyor ise o mutlaka gitmelidir.

Önemli olan birilerini değil, önemli olan Türk ulusunu ve Türk topluluğunu mutlu etmektir. Hedef bu olmalı.